BEBEK DİLİ ve TEKNOLOJİ



Son zamanlarda bilgisayar, tablet ve telefon çocukların hatta bebeklerin dahi elinden düşmüyor. Aldığınızda ağlıyor verir vermez susuyorlar. Gördüğüm çoğu aile ise ne yapayım susmuyor, vermek zorunda kalıyorum diyor.

Bilgisayarlar, anne babaların sağlayacağı dil becerilerini sağlayamazlar. Bu düşünceyi vurgulayan çok sayıda araştırma yapılmıştır.

Bebekler, aile üyeleri ie kaliteli etkileşim kurarlar ise dil öğrenebilirler. Teknolojik aletler veya televizyonlar yolu ile yapılan yayınlar bebekler için eğitici olduğu söylense dahi dil öğrenimine katkı sağlayamıyorlar.

Bebekler bir ekrana bakarken sadece gördüklerine odaklanıyorlar. Kimi zaman bu odaklanma sanki bebekler oradan bir şeyler öğreniyormuşcasına yorumlanabiliyor. Bebekler değişen renkleri, ses tonlarını ve hareketleri ilgi çekici bulabilir ama bu dil becerilerini geliştirdikleri anlamına gelmez.

“Yapılan bir araştırmada, anneleri ile etkileşim içinde olan bebekler ile tabletten görsel ve işitsel olarak yararlanan bebekler arasında bir test yapılmış. Bu testte bebeklerden bir nesne göstermeleri istenmiş, tablet kullanarak nesneyi tanıyan bebekler nesneyi gösteremezken anneleri ile etkileşim kurarak nesnenin tanıtıldığı bebekler nesneyi gösterebilmişler.''

Örneğin Patricia Kuhl tarafından yapılan bir çalışmada yetişkin bir kişi, İngilizce konuşan ebeveynler tarafından yetiştirilen bebeklerle başka bir dilde konuşur. Bunun yanında, diğer bebekler de aynı şekilde başka bir dili (bebeklerin yabancı olduğu dil aynı) konuşan birisinin videosunu izler. Konuşmacıya maruz kalan bebekler, yabancı oldukları dilin konuşma sesleri arasında ayrım yapmayı öğrenirken, videoyu izleyenler neredeyse hiçbir şey öğrenemez.

Başka bir çalışmada, annelerden bebeklerinin çevresinde bulunan nesneler için isimlerini sesli olarak söyleyerek bebekleriyle etkileşim kurmaları istendi. Diğer annelere ise aynı kelimeleri ve resimlerini içeren bir DVD'ye erişim izni verildi. DVD'yi tekrar tekrar bebeklerine oynattılar. Daha sonra, bebeklerden bu nesneleri göstermeleri istendi. Kelimelere anneleriyle etkileşimleri sırasında maruz kalan bebekler kelimeleri öğrenmişlerdir. DVD'yi izleyenler öğrenemediler.

Toplumsal etkileşim neden dil gelişimi için önemlidir?

Sosyal etkileşimin, özellikle bebeklik döneminde dil öğrenimi için önemli olmasının birkaç nedeni var. 

Birçok araştırmada bulgular birleştirildiğinde, bebeklerin başkalarıyla duyarlı, senkronize olan etkileşimlerden yararlanarak dil becerilerini geliştirebildikleri ortaya çıkar.

Sosyal etkileşimlerin dil öğrenimini desteklemesinin ilk nedeni, bebeklerin ne yaptığı ve bakım verenlerin nasıl yanıt verdiği arasındaki senkronizasyon dur. Bebeğin hareketleri ve algıları arasındaki senkronizasyon genellikle önemlidir. 

Ne demek bu; mesela bir bebeğe dokunuyorsunuz ve bu sırada yaptığınız şey şudur bir bebeğe uzanıp dokunmak. Eğer siz bunu yaparken bebeğiniz ile sesli bir şekilde etkileşim kurarak yaparsanız senkron oluşmuş olur. Bebek hem sizi dinleyerek hemde yaptıklarınızı izleyerek yavaş yavaş öğrenir.

Yetişkinler gibi, bu senkronizasyon un ne zaman kesintiye uğradığını fark edebilirler. Bunu şöyle düşünebilirsiniz; eve geldiniz güzel bir film açtınız, rahatça koltuğa kuruldunuz ve bir süre sonra filmdeki sesin insanların dudak hareketlerinden daha geriden geldiğini fark ettiniz. Yani senkron bozuldu ve bunu fark ettiniz. Bebekler de aynı şekilde bu tür bozulmaları fark edebilir.

Bir diğer önemli faktör ise şudur; mesela çocuğunuzla etkileşim içerisindesiniz ve çocuğunuz bir oyuncağa yöneldi. İlgisini çekti inceliyor ve siz o an oyuncak araba olsun; o an bu araba diyerek etkileşime başlarsınız ve bebeğin o an ki yöneldiği konu ile ilgili etkileşiminize devam ederek konuşursunuz. Ancak tablet ve dijital ortamlarda bu olmaz, bebek ne ile ilgilenirse ilgilensin o devam etmekte olduğu şeye devam eder. Yani canlı etkileşim kuramaz.

Ayrıca ebeveynler bebekleri arasındaki bağdan dolayı bütün yapay zekalardan daha iyi anlar bebeklerin istek ve hareketlerini.

Bebeklerin davranışlarıyla ebeveynlerin cevapları arasındaki bağlantı da duygusal düzeyde önemlidir. Anneler ve babalar bebekleri ile iletişim kurarken bebekler güldüklerinde güler veya konuşur veya el hareketleri yapar, bu olay da karşılıklı birer bağdır ama bunu dijital ortamlar yapamaz.

Hatta bebeklerin davranışları bakıcılarının (anne, baba veya çocuğa kim bakıyorsa) tepkileriyle bağlantısız hale geldiğinde bebekler oldukça kızabilir. Araştırmacılar bunu, “hala yüz paradigması” olarak adlandırır. Bir annenin donmuş davranışları karşısında bebek sinirlenir, ağlar ve anneyi yeniden bağlanma ve cevap vermeye teşvik etmek için ne gerekiyorsa yapar.

Bebekler insanların niyetlerini anlar

Amanda Woodward’ın araştırması, bir deney yapıldı. Deneyde, bebeklerin bakışları izlendi. Bazı objeler konuldu ve bu objelere bir insan eliyle uzanıldığında bebeklerin dikkatini çektiği gözlemlendi. Diğer yandan da objelere bir alet yardımıyla uzanıldığında ise bebekler oralı dahi olmadı. Deney sonucunda bebeklerin canlı yani insan hareketlerine daha duyarlı oldukları ortaya çıktı.

Üçüncü bir faktör ise ebeveynlerin bebeklerin anlamalarına yardımcı olmak için bazı beceriler kullanmasıdır. Örneğin, konuşmalarındaki melodik kontürler bebeğin odağını yönlendirebilir. Ses tonu ve seviyesindeki değişiklikler, öğrenilen kelimeyle aynı hizadadır.

Bu modülasyonlar, şu anlama gelir: 'Kupa sallanırken ya da ona dokunarak ya da dokunurken' Vay canına, bardak 'gibi anlamlara fiziksel işaretler eşlik eder. Bu sosyal ipuçları, bebeğe nereye bakacağını ve ne hakkında konuştuğunu söyler. Görünüş, jestler ve sesteki değişiklikler oyun sırasında bir spot ışığı gibi işlev görebilir - bebeğin dikkatini neyin önemli olduğuna odaklar.

Bu etkileşimleri bir tablet yada bilgisayarın yapması mümkün değildir. Bir bilgisayarın göze çarpan bir nesneyi vurgulaması mümkün olabilir, ancak yine de gerçek zamanlı olarak etkileşimde olan canlı, üç boyutlu bir kişi kadar iyi değildir. Sonuç olarak bu bağlamda da elektronik aletler bebeğe bizler kadar faydalı değildir.

Mevcut bilgi üzerine inşa etmek

Bebek dili gelişiminde dördüncü bir faktör, bir ebeveynin - bir tablet uygulaması veya video'dan daha iyi - mevcut dilin üzerine inşa edip onlarla bağlantı kurabilmesidir. Böylece bir bebek “Yuvarlak” dediğinde, anne “Top” diyebilir, bebeğin zaten bildiği şeyi inşa eder. Bu, bakım verenin bebeğin gelişim düzeyine uyum gösterme yeteneğini yansıtır.

Böylece bebekler bir şeyin bir bardak ya da kaşık ya da top olduğunu bildiğinde, ebeveynler onlara sürekli söylemez. Bunun yerine, ebeveyn henüz çocuğun sözlüğünde olmayan yeni kelimelerle cevap verir. Cümle uzunlukları artar ve dil bilgisi uzatılır.

Hiçbir bilgisayar videoyu kimin izlediğini bilmez - ebeveynler herhangi bir elektronik aletten daha iyidir. Ebeveynler, örneğin renkler, kokular ve zevkler gibi sözcüksel olarak çeşitli kelimeler kullanarak dili oluştururlar.

Bazı babalar işlerinden dolayı evde çok kalamazlar ve bebekleriyle çok zaman geçiremezler.

Jean Berko Gleason , babalar ve bebekleriyle ilgili bir makalesi var. Çoğunlukla annelerin babalardan daha çok bebeklerle birlikte olduğunu bulmuş, bu yüzden bebek “buuu” dediğinde anne bebeğin su istediğini anlar.

Ama baba bilmiyor olabilir, bu yüzden bebeğe daha fazla soru sorma eğilimindedir. Sonuç olarak, bebek zamanla dilini değiştirir ve “su” der.

Yani bu araştırmaya göre babaların evde çok kalmamasının da aslında bir avantajı var. Her zaman bebekleri ile olan ebeveynlerin kurdukları kısaltmalı dil ve bunu anlamaları bebekleri başka bir çabaya sürüklemeden işlerini halletmelerine neden oluyor. Ancak baba işten geldiği zamanlar ve bebeğin kısaltmalarını çok bilmediğinde bebek yeni kelimeler ile isteğini söylemek zorunda kalarak öğrenebiliyor.

Berko Gleason babalar için “dış dünya ile bebekler arasında köprü” tabirini kullanıyor.

Ebeveynler ne yapmalı?

Başlangıç ​​olarak, canlı sosyal etkileşimlerin değerini ve önemini anlamak gerekir. Otomatik etkileşimler gibi tablet, bilgisayar veya tv bebek dili için iyi değildir. Eğer bebeğinizin yanında çok olamıyorsanız çalışan ebeveynlerseniz teknolojinin diğer nimetlerini kullanın. Mesela görüntülü konuşma yapabilirsiniz. Bu da canlı bir etkileşim sayılmakta ve bebek dili için oldukça yardımcıdır.

Çalışmalar tablet gibi teknolojik aletlerin bebek dilini öğrenmede geçiktirmeye neden oluyor demiyor, sorun karşılıklı etkileşim olmamasından kaynaklanıyor. Bu yüzden teknolojik aletler ile karşılıklı etkileşim yapılabilen uygulamalar tabiki bebek dili için önem arz ediyor.

Kathy Hirsh-Pasek , bebeklerin Skype etkileşimlerinden öğrenip öğrenemeyeceklerini üzerine bir çalışma yaptı. Örneğin, eğer bebekler Skype'ta kendi oyuncakları gibi  bir oyuncağı gösteren birini görürlerse, bebekler dili öğrenebilir mi? Cevap, bu ortam etkileşiminin, dil öğrenimi için sadece bir DVD veya bir uygulamayı izlemekten daha iyi bir destek sağladığını vurgulamaktan ibaretti.

Bununla birlikte, araştırmalar, ebeveynlerin ve bakıcıların yaklaşık 1 veya 2 yaş arasındaki bebeklerin dil öğreniminde merkezi etmen olmaları gerektiğini, TV izleyerek veya DVD'leri ve uygulamaları görüntüleyerek dil öğrenilemeyeceğini vurgulamaktadır. 


Yorumlar