Çocuklar ve İkinci Dil
Son zamanlarda dikkatinizi çeken bir şey oldu mu? Evet artık insanlar küçük yaşta çocuklarına ingilizce öğretmeye çalışıyorlar. Çünkü evrensel bir dil bilmelerinin onlara avantaj sağlayacağını düşünüyoruz.
Haksız değiliz aslında nasıl anadilimizi kendi kendilerine bizden öğreniyorlarsa hayata iki dil bilerek başlamak neden kötü olsun ki.
Ancak yapılan araştırmalar bazı yanlış bildiğimiz doğrularımızın olabileceği yönünde.
İlk dilinizi evde konuşmak, çocuk gelişimi, okuma ve eğitim başarısını destekleyen önemli avantajlar sağlar.
Çocukların İngilizce'yi en iyi şekilde kullanabilmeleri için en iyi yol kendi ana dillerinde iyi olmaktır. Akademik araştırmalar, evde ebeveynlerin yapabilecekleri en akıllıca hareket en iyi bildikleri dil ile bağlı kalmaları gerektiğidir. İngilizce'yi çocuklarınıza öğretmenin en iyi yolu öncelikle ana dillerini öğretmek olduğu söyleniyor.
Bu basit bir ilke, ama çok dilliliği destekleyen ebeveynler arasında çok tartışılan bir konu haline geliyor. Pek çok insan, araştırmalardaki kanıtların aksine, çocuklarla kendi ana dillerinde konuşmanın İngilizce öğrenimini geciktirdiği ve çocukların kafasını karıştırdığına inanıyor.
Her ebeveyn okuma yazma bilecek yada çok okuyacak diye bir kural olmadığı gibi, ülkemizde de az okuyan ebeveyn sayısı fazla. Ayrıca çocuğunuzla okuma yazmadan ziyade konuşarak da iletişim kurabilir ana dilinizi öğretebilirsiniz. Ama çocuklarınızla konuşacağınız konuyu seçerken onların sevdiği konular olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer çocuğunuz arabaları seviyorsa arabalardan konuşun, sevmiyorsa arabalardan konuşmak için ısrarcı olmayın yani sevmediği konularda konuşmayın.
İkinci dil eksikliği sosyal yönden bir dezavantaj olabilir ama ana dilini iyi bilmek daha iyi bir yaşam için avantajdır. Çocuklarımıza önce anadilimizi en iyi şekliyle öğretelim...
Çocukların İngilizce'yi en iyi şekilde kullanabilmeleri için en iyi yol kendi ana dillerinde iyi olmaktır. Akademik araştırmalar, evde ebeveynlerin yapabilecekleri en akıllıca hareket en iyi bildikleri dil ile bağlı kalmaları gerektiğidir. İngilizce'yi çocuklarınıza öğretmenin en iyi yolu öncelikle ana dillerini öğretmek olduğu söyleniyor.
Bu basit bir ilke, ama çok dilliliği destekleyen ebeveynler arasında çok tartışılan bir konu haline geliyor. Pek çok insan, araştırmalardaki kanıtların aksine, çocuklarla kendi ana dillerinde konuşmanın İngilizce öğrenimini geciktirdiği ve çocukların kafasını karıştırdığına inanıyor.
Sonuç olarak, pek çok aile çocuklarına İngilizce öğretmeye çalışıyor. Bunu yaparken de İngilizce'ye çok fazla odaklanıyor ve evde kendi anadillerini çocuklarla konuşmayarak bunu hızlandırmak isterken hata yapıyorlar.
Eğer ana dilinizi geri planda tutarsanız bu ilerde çocuklarınızın okul hayatındaki iletişiminden tutun da kitap okuma alışkanlıklarına kadar etkili olan bir yanlışı meydana getiriyor.
Örneğin kısıtlı bir İngilizce ile öğretmeye çalıştığımız bazı kelimeler çocukların aklında kalabiliyor ve daha sonra anlayamadığı her hangi bir kelime karşısında ingilizce cevaplar vermeye çalışabilir yada susar.
Ana dilimizi bu şekilde körelttiğimizde çocuklarımızın deneyimleyeceği dilimize bağlı zenginlikleri kısıtlamış oluruz. Sonuç olarak, hayatta karşılaşacakları olayları zengin dil bilgisi teknikleri ve kelime dağarcıklarındaki zengin kelimeleri kullanarak anlatamıyor iletişim kurarken basit kelimeler seçiyorlar.
Artık sözlü dil zorluklarının birçok okuma sorununun kökü olduğunu biliyoruz. İki yaşındaki çocuklar bir olayı anlatamazlar. Ama biz ebeveynler olarak onlarla konuşuruz. Dört beş yaşlarına geldiklerinde artık çocuklarda uzun cümlelerle olayları anlatmaya başlarlar. Tüm bu zamanları ana dilimizle geçirmek ilerde daha başarılı olmaları için gereklidir.
Ana dilimizi bu şekilde körelttiğimizde çocuklarımızın deneyimleyeceği dilimize bağlı zenginlikleri kısıtlamış oluruz. Sonuç olarak, hayatta karşılaşacakları olayları zengin dil bilgisi teknikleri ve kelime dağarcıklarındaki zengin kelimeleri kullanarak anlatamıyor iletişim kurarken basit kelimeler seçiyorlar.
Artık sözlü dil zorluklarının birçok okuma sorununun kökü olduğunu biliyoruz. İki yaşındaki çocuklar bir olayı anlatamazlar. Ama biz ebeveynler olarak onlarla konuşuruz. Dört beş yaşlarına geldiklerinde artık çocuklarda uzun cümlelerle olayları anlatmaya başlarlar. Tüm bu zamanları ana dilimizle geçirmek ilerde daha başarılı olmaları için gereklidir.
Ebeveyn olarak birçoğumuz dilimizin prestijinin düşük olduğunu düşünüp, çocuğumuzu daha prestijli dillere yönlendiriyoruz. GElecekleri daha güzel olsun diyerek kendi çabamızla onlara güzel gelecek hazırlamak istiyoruz.
Ancak unutmamalıyız ki ana dilimiz çocuklarımız için daha büyük zenginlik, ana dilimizdeki yeterlilik çocuklarımızın diğer dilleri öğrenme kapasitelerini daha da artıracaktır. Ayrıca aile ve toplumumuza doğru bir şekilde bağlanmalarını da pozitif yönde etkiler.
Örneğin bir piyanistin piyano öğrenmesini ilk hangi enstrümanı iyi bir şekilde kullanıyor olması engellemez.
Her ebeveyn okuma yazma bilecek yada çok okuyacak diye bir kural olmadığı gibi, ülkemizde de az okuyan ebeveyn sayısı fazla. Ayrıca çocuğunuzla okuma yazmadan ziyade konuşarak da iletişim kurabilir ana dilinizi öğretebilirsiniz. Ama çocuklarınızla konuşacağınız konuyu seçerken onların sevdiği konular olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer çocuğunuz arabaları seviyorsa arabalardan konuşun, sevmiyorsa arabalardan konuşmak için ısrarcı olmayın yani sevmediği konularda konuşmayın.
İkinci dil eksikliği sosyal yönden bir dezavantaj olabilir ama ana dilini iyi bilmek daha iyi bir yaşam için avantajdır. Çocuklarımıza önce anadilimizi en iyi şekliyle öğretelim...
Yorumlar
Yorum Gönder